İdeal Alaka Var mıdır?
Herkes onu arıyor ancak bunun tek bir tarifi yok. Bağın başarısı kişinin karakteri ve beklentisine bağlı… Kendimizi tanımaya başladıktan ve belirli evrelerden geçtikten sonra ne istediğimizi daha güzel biliyoruz. Ve bu kendini tanıma ve değişim yolcuğu hiç bitmiyor. Meğer biz direkt kabule geçiyoruz, süreçlere hürmet duymuyoruz. Bundan sonra öbür bir travma yaşamamak için artık ağlamamız gerekiyorsa ağlamalıyız, tahminen biraz yalnız kalmalıyız. Meğer onun yerine çabucak gezelim, yiyelim, içelim, alışveriş yapalım istiyoruz. Süreçleri gerektiği üzere yaşamayınca birebir döngüler tekrar tekrar yaşanıyor.
Hayata Ne Verirsek Bize Geri Dönüyor
Hiçbir vakit kendimize dönüp bakmıyoruz. Meğer kişi bumerang üzere neyi atarsa o kendisine geri dönüyor. Siz kendinizi sevmiyorsanız karşınızdakinden sevgi bekleyemezsiniz. Kendinize paha vermiyorsanız karşınızdaki de size kıymet vermez. Lakin her bağlantıda başkasını suçlama döngüsü kırılana kadar karşınıza daima birebir usulde bireyler gelir, birebir çeşit bağlantılar kurulur. Daima diğerlerini eleştirdikçe karşınıza sizi eleştirecek beşerler çıkar. Eleştiriyorsunuz, yargılıyorsunuz, sonrasında bir de bakıyorsunuz karşınızda daima sizi eleştirenler var. Bu kısır döngüyü fark eden ve değersizlik kodunu kıran ise mucizeyi yaşamaya başlar.”
Hayat uzunluğu bu kısır döngüyü fark etmeden daima dışarıyı suçlayarak devam edebilirsiniz ya da şu andan itibaren “Ben ne yapıyorum da daima birebir şeyleri yaşıyorum?” diye sorgulamaya başlayabilirsiniz. Seçim sizin… Şayet seçiminiz farkındalıktan yana olursa hayatın özünü ve memnunluğu da fark etmiş olacaksınız.
Asıl Sorun Bilinçaltımız…Geçmiş Bizi Yönlendiriyor
Bizim asıl kopamadığımız ise bilinçaltımızda toplum ve aile tarafından atılan kodlar. ‘30 yaşına kadar evlenmek, 35 yaşından evvel doğurmak gerek’ üzere aileden gelen öğrenilmişlikler bilinçaltımıza yüklenmiş durumda… Ömrün içinde bunlarla harekete geçiyoruz. Bunları kırmak gerekiyor. Fakat bunu yaparken de önümüze imtihanlar geliyor. Değişim yaşanırken bir de bakıyoruz ki karşımıza bizi kıymetsiz hissettirecek bireyler çıkıyor. Aslında bir imtihandan geçiyoruz. Hepsi bizi güçlendirmek, bir adım daha ileri gitmemiz için geliyor. Pes etmediğimiz noktada ise mucize gerçekleşiyor .Niye daima yanlış kişiyi buluyorum?” sorusundaki ‘yanlış kişi’ tarifini değiştirmek gerek.O yanlış kişi aslında bir öğretmen. Bize öğreteceği bir şey var. O rolünü tamamlıyor ve gidiyor. Ayrılık yok, yalnızca yeni başlangıçlar var. Herkes karşısına çıkan beşerden bir şeyler öğreniyor ve sonra yollar ayrılıyor. Tahminen de bu bağlantıda öğrendikleriniz sizi çok hoş bir aşk için hazırlıyor.
.
Kendinizi Âlâ Tanıyın Ve Kendinize Emek Verin
Kendimize nasıl döneceğiz, yaşadıklarımızın bizdeki hangi hususları yansıttığını nasıl fark edeceğiz? Ferdî gelişim kitaplarından meditasyona, nefes seanslarından ferdi çalışmalara kadar herkesin yolu farklı… Lakin her vakit sabırlı olmak, bir günde mucizeler beklememek, onun yerine ruhumuza emek vermek ve karşılığında başarıyı, sevgiyi, huzuru kazanmak gerekiyor.
Hep kalabalıklar içerisinde olmak istiyoruz zira o kalabalıklar bizi koruyor, memnunmuş üzere gösteriyor. Daima bir dik durma eforu var. Bu sırada kendimizden uzaklaşıyoruz. Meseleleri anlatmayı o kadar çok seviyoruz ki daima bir şeyler anlatıyoruz ve her baştan bir ses çıkıyor. Herkes kendi kanısını bize aktarıyor, ister istemez o fikirler de bize kodlanıyor. Tıpkı ailenin ve toplumun kodları üzere sorun çözmek için de bilinçaltında dışsal kaynaklı yeni kodlar oluşuyor. Meğer kendimizi herkesten soyutlayıp tek başımıza kalabilmeyi başarsak her şey bir müddet sonra düzelecektir.
Duyguları Tahlil Etmeyi Öğrenmelisiniz
Böylesine bir kısır döngünün içinde gelişiyor daima tıpkı tip beşerlerle yaşadığımız bağlar. Tekrar eden başarısız bağlarda kendimize yönelmeli ve eksikliğimizi fark edebilecek bir takviyeye başvurmalıyız. Hislerimizi tahlil etmeyi öğrenip, bebeklikten bu yana oluşan bilinçaltı sebepleri bir uzman dayanağıyla ortadan kaldırdıktan sonra elbette ki istikrarlı bir bağ yaşamanız mümkün…
