Gabon Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği avukatı Kerim Bahadır Şeker, üniversite öğrencisi Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga’nın (17) esrarını koruyan vefatıyla ilgili Karabük Cumhuriyet Başsavcılığının 27 Mart’ta yaptığı ‘Ölümün suda boğulma kaynaklı olduğu’ istikametindeki açıklamanın kabul edilemez olduğunu söyledi. Avukat Kerim Bahadır Şeker, meyyit muayene ve otopsi tutanağında, uzman tabibinin ‘Ölümün nasıl gerçekleştiğine dair beyanda bulunamayız’ sözünün yer aldığını belirtti.
Filyos Çayı’nın Yeşilköy mevkinde 26 Mart’ta, hareketsiz yatan bir kişi gören tren makinistinin ihbarı üzerine, Karabük Üniversitesi Makine Mühendisliği hazırlık sınıfı öğrencisi Gabon asıllı Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga’nın sırlarla dolu vefatıyla ilgili soruşturma başlatıldı. Güvenlik kameralarını incelemeye alan gruplar Dinabongho’nun bir arabayla ormanlık alana götürüldüğü ihtimalini araştırırken, birinci etapta 3’ü yabancı asıllı 6 kişi gözaltına alındı. Dün de vilayet dışında Dina’ya cinsel taciz içerikli iletiler attığı saptanan bir kişi gözaltına alındı. Avukat Kerim Bahadır Şeker, Dina’nın 17 yaşında olmasının türel açıdan cinsel istismar üzere kabahatlerde önemli sonuçlar doğurabileceğini belirtti.
‘O TABİR ÖN OTOPSİ RAPORUNDA YOK’
Avukat Kerim Bahadır Şeker, Karabük Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ön otopsi raporuna ait 27 Mart’ta yaptığı, ‘Herhangi bir cinsel hücum bulgusuna rastlanmadığı, rastgele bir kesici delici alet yaralanması, ateşli silah yaralanması tespit edilmediği, mevt olayının suda boğulma formunda meydana geldiği, Filyos Çay’ına girmeden evvel mevt olayının gerçekleşmediği anlaşılmıştır’ sözlerini içeren açıklamaya itirazı olduğunu söyledi.
Ölü muayene ve otopsi tutanağında uzman tabibinin, ‘Şu anlık biz rastgele bir formda, mevtin nasıl gerçekleştiğine dair beyanda bulunamayız. Yani ön rapor kâfi değildir. Asli raporun gelmesi gerekmektedir’ notu bulunduğunu anlatan Avukat Şeker “Asli rapor çıkmamışken ve suda boğulmayla alakalı bir konu geçmemişken, bu türlü bir açıklamanın Karabük Başsavcılığı tarafından yapılması kabul edilemez” dedi.
‘TEK SIKINTIMIZ ADALET’
Tek gayesinin Dina’nın vefatına ışık tutmak olduğunu belirten Şeker, şunları söyledi:
“Soruşturma belgesiyle alakalı bizim atılımlarımızı engellemeye yönelik kısıtlama kararı alındı. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 153’üncü unsurunun 2’nci fıkrasında tabir edilmiş olduğu üzere kısıtlama kararı belgede müdafinin ve vekilin örnekleri almasını kısıtlar nitelikte. Münasebetiyle biz belge üzerinde savcılığın 1 hafta sonra gözaltılara başlamasını bekledik. Bizim tek sıkıntımız, adalet, adalet, adalet. Bu olayın sorumlularının adaletin önüne çıkarılması ve cezalandırılması. 17 yaşındaki Dina, ailesinin tek çocuğu olarak 5 bin 84 kilometre uzaktaki Gabon’dan buraya gönderilmiş olabilir, ailesi bize emanet etmiş olabilir. Biz maalesef ki Dina’yı artık geri getiremeyiz lakin Dina’nın sorumlularını adalete teslim etmek boynumuzun borcudur. Lisanı, dini, rengi, ırkı ne olursa olsun bu davanın takipçisi olup; bu davayla, altını çizerek söylüyorum; cinayetle alakalı bütün emarelerin aydınlığa kavuşturulması için elimizden geleni yapacağız.”
