Tepebaşı ilçesi, Çamlıca Mahallesi’nde oturan Emine-Bekir Can çiftinin 3 çocuğundan yaşlı bakım teknikeri olan Tuğçe Can, 12 Ocak’ta ikiziyle Yenibağlar Mahallesi’nde kaldıkları dairenin apartman girişinde üniversite öğrencisi sevgilisi Onur Kaya’nın bıçaklı akınında hayatını kaybetti.
Cinayetin akabinde fare zehri içen Kaya, polis tarafından yakalanıp, Yunus Emre Devlet Hastanesi’nde 2 gün tedavi gördü. Hastaneden taburcu edilip gözaltına alınan Kaya, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı hakimlikçe ‘Kasten öldürme’ cürmünden tutuklandı. Kaya, emniyet ve savcılık tabirlerinde susma hakkını kullandı.
Eskişehir Cumhuriyet Savcısı Ersin Tosun, cinayet şüphelisi Onur Kaya hakkındaki soruşturmasını tamamlayıp hazırladığı 5 sayfalık iddianameyle Eskişehir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne dava açtı.
İddianamede, Onur Kaya’nın yaşlı bakım teknikeri Tuğçe Can’ı 3’ü öldürücü olmak üzere sırtından ve göğsünden 13 sefer bıçakladığı, boğazını kestiği, başına tekraren taşla vurduğunun tespit edildiği belirtildi.
İddianamede, cinayet şüphelisi Onur Kaya hakkında bayana karşı, ‘Tasarlayarak, canavarca hisle ve eziyet çektirerek taammüden öldürme’ hatasından ağırlaştırılmış müebbet mahpus, ayrıyeten ‘Şantaj’ suçlamasıyla da 3 yıla kadar mahpus cezası talep edildi.
İLK SEFER SÖZ VERDİ
Cinayet şüphelisi Onur Kaya’nın yargılanmasına bugün başlandı. Eskişehir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki birinci duruşmaya Sincan Kapalı Cezaevi’nde tutuklu olan sanık Onur Kaya, mahkemeye videokonferans (SEGBİS) sistemiyle bağlandı.
Duruşmada, Tuğçe Can’ın annesi Emine, babası Bekir ve ikizi Tuğba Can ile taraf avukatları yer aldı. Emniyet ve savcılıkta susma hakkını kullanan Onur Kaya, hakim karşısında birinci kere tabir verdi.
İki aydır sevgili olan, ayrıldığı Tuğçe Can ile apartmanına vedalaşmak için gittiğini ve yanına meskendeki ekmek bıçağını da aldığını anlatan sanık Kaya, “Tuğçe’nin istikrarsız davranışları nedeniyle tartıştık. Ben de, evlenmeyi düşünüyorduk lakin bu türlü davranışlar sergilediği için ayrıldım. Osmaniye’deki ailemin yanına dönme kararı aldım. Bunu da bildiriyle kendisine söyledim. Son sefer vedalaşmak için buluşacaktık. Tuğçe’nin meskeninin önüne gidip apartman girişinde bekledim. Tuğçe aşağı indiğinde benden ayrılmak istemediğini ve Osmaniye’ye gitmemi istemediğini söyledi. Ben de kendisine, istikrarsız davranışlar sergilediğini, bu türlü devam edemeyeceğimizi söyledim. Ortamızda bu nedenle tartışma çıktı. Tuğçe, birden sonlanarak bağırmaya başladı. Apartman kapısına konulan kaldırım taşını alıp bana ‘Zaten bana yetmiyorsun, erkek değilsin. İktidarsızsın’ dedi. Çok tahrik etti, ‘Erkek bozuntusu’ diyerek taşla vurmaya çalıştı. Ben de elinden taşı alarak 2 kere salladım. Başına geldi. Ayakta ve duvara dayanmış durumdayken, ‘Yaşamayı hak etmiyorsun, seni öldüreceğim’ diyerek çantasını karıştırmaya başladı. Her vakit çantasında bıçak taşırdı. İstikrarsız hareketleri olduğu için ben de vedalaşmaya gelirken, yanıma ne olur ne olmaz diye meskendeki ekmek bıçağını almıştım. Çok huzursuz olmuş ve paniğe kapılmıştım. Yanımdaki bıçağı alıp rastgele savurdum. Kaç defa savurduğumu bilmiyorum. Kendimi kaybetmiştim. Kendime geldiğimde Tuğçe yerdeydi ve boğazı kesilmişti. Ne yaptığımın farkına vardım. Tuğçe’nin öldüğünü anladım. Sonrasında çok pişman oldum, bileklerimi kesmek istedim. Çok halsiz olduğum için yapamadım. Oradan meskene gittim. Meskende de kendimi kesmeye çalıştım fakat yapamadım. Daha sonra fare zehri içerek intihar etmek istedim” diye konuştu.
Cinayet şüphelisinin savunması sonrası şahitleri dinleyen mahkeme heyeti, avukatların beyanlarının akabinde sanık Onur Kaya’nın tutukluluk halinin devamına karar verip duruşmayı 5 Mayıs’a erteledi.
ANNESİ MAHKEME ÇIKIŞI BAYILDI
Tuğçe Can’ın, duruşma sonrası adliyeden çıkan annesi Emine Can, kötülük geçirdi.
Yakınlarının sakinleştirdiği Can, “Hiçbir cürüm çocuğumun, yaptığı ya da söylediği hiçbir şey canına kastetmeye değmezdi. Bu caninin ağırlaştırılmış müebbet mahpusla cezalandırılmasını istiyorum. Bu dünyada da öteki dünyada da yakasını bırakmayacağım. Ben adalete güveniyorum. Sonraki duruşmada buradan ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezasını duyarak çıkacağım. Tahminen bir nebze benim içime su serpilecek. Benim kızım 89 gündür toprağın altında. Lakin o hala utanmadan nefes alıyor. Onu duruşmada görünce midem bulandı” dedi.
Tuğçe’nin ikizi Tuğba Can da sanığın en ağır cezayı almasını istediğini belirterek, “Ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası almasını istiyorum. Hak ettiği cezayı alsın. Cezaevinden bir daha çıkamasın. Bu dünyadaki cehennemini kendi yarattı. Adalete güveniyorum” dedi.
CHP Eskişehir milletvekilleri Utku Çakırözer ile Jale Parıltı Süllü de duruşmayı takip etti.
