Doğru partnerin, muhakkak şeylerinin olması, belli formda görünmesi ve belli aktivitelerden hoşlanması gerekiyor – ve bu durum olağan olarak karşılanıyor.
Ama tahminen de gerçek aşk, tanınan kültürün dayatılarından çok daha kolaydır. Vietnamlı Budist keşiş Thich Nhat Hanh’ın aşağıdaki görüntüde açıkladığı üzere, şayet sevgi, nezaket, şefkat ve sevinç varsa, Budist öğretilere nazaran gerçek aşkı deneyim ediyorsunuz. Epey kolay. Gerçek aşkın, peri masallarından fırlayan büyülü bir şey olmasına gerek yok.
- Sevgi ve nezaket, memnunluk yaratma gücüne sahiptir. Kendi içinizde keyif ve memnunluk hislerini geliştirmeyi başardığınızda, bu, kendinize sunduğunuz gerçek aşktır. Şayet bu hisleri şahsen yaratabilir ve karşınızdaki kişinin de yaratabilmesine yardımcı olursanız, bu, gerçek aşktır. Yani birbiriniz için keyif ve memnunluk kaynağıysanız, bu, gerçek aşktır.
- Gerçek aşk, çektiğiniz acıyı azaltma ve karşınızdakinin acısını azaltabilmesine yardım etme kapasitesidir. “Acı çekme sanatı vardır. Nasıl acı çekileceğini bilirseniz, çok, çok daha az acı çekersiniz.”
- Şefkat alıştırması yapın ve büyümesini izleyin.
- Eğer aşk, keyif yaratmıyorsa, gerçek aşk değildir. Şayet aşk, başka insanı her gün ağlatıyorsa, gerçek aşk değildir.
“Gerçek aşk, hem sizin hem de karşınızdaki kişi için sevinç yaratma kapasitesine sahiptir.”
Budizm’in bilimle ilgisi nedir?
“Kabaca bahsetmek gerekirse, farklılıklar olsa da, bence Budist ideoloji ve kuantum mekaniği, dünyaya olan bakış açıları bakımından el sıkışabilirler. Bu büyük örneklerde, insanın aklının meyvelerini görebiliyoruz. O büyük niyet beşerlerine karşı duyduğum hayranlık bir yana; onların da tıpkı bizler üzere birer insanoğlu oldukları gerçeğini gözden kaçırmamamız gerekiyor.” -Dalai Lama
Sevgi, şefkat, şuur ve objektif dünyadan uzak olma, bilimi ve gerçekliğimizin asıl tabiatını anlamanın özüdür. Nikola Tesla bu yüzden insanların fiziksel-olmayan şeyler üzerinde çalışmaya başladıklarında, büyük ilerlemeler kaydedeceklerini söylemiştir.
