Karabük’te geçen 26 Mart günü Filyos çayının içinde bir bayan cesedinin olduğu ihbarı ulaştı. Çaya giden gruplar cesedin siyahi bir bayana ilişkin olduğunu gördü.
Kadın, 17 yaşındaki Jeannah Danys Dinabongho İbouanga’ydı.
Gabonluydu.
Üç aydır Karabük’teydi.
Karabük Üniversitesi’nde hazırlık sınıfı öğrencisiydi.
Arkadaşları ona “Dina” diye sesleniyordu
Yapılan otopside “Vücudunda derede kaldığını gösteren yaprak ve bitki kalıntıları” vardı. Birtakım sıyrık ve da yaralar tespit edildi. Fakat mevt sebebi belirlenemedi. Evet, derede bulunmuştu fakat suda boğulma emaresi yoktu.
Bir zıtlık vardı.
Dursun A.’nın siyahlarla ilgisi var
İbouanga çoğunlukla Gabonlu öğrencilerin kaldığı apartmanda arkadaşının konutundaydı. Teze nazaran alt kattaki daireye inip telefon şarjını aletini alacağını belirterek, meskenden çıktı. Bir daha dönmedi.
Güvenlik kamerası kayıtlarına nazaran sokaklarda yüzlerce metre yalınayak koştu. İftar sonrasında kentte dolaşmaya çıkan Dursun A.’nın aracının önünü kesti.
Dursun A., emekli.
55 yaşında.
İbouanga’yı tanımadığını tez ediyor.
Telefonu trafiği araştırıldığında, siyahi bayanlarla birliktelikleri olduğu anlaşılıyor. Tesadüfe bakın ki İbouanga’ya Dursun A.’nın arabası denk geliyor!
Dursun A., 3 Nisan’da gözaltına alındı.
5 Nisan’da söz verdi.
‘Abla dövdü!’
Karabük Adliyesi etrafından alınan bilgiye nazaran tabirde şöyle konuştu:
“500 Meskenler istikametine giderken 1009. Cadde’de siyahi bir kız birden aracımın önüne atladı ve beni durdurdu. ‘Abi hastane, abi hastane’ dedi. ‘Ne oldu’ diye sorduğumda ‘Abla dövdü’ dedi. Su verdim. Aracın art kapısını açarak, art koltuğa oturdu. Hareket ettim. Hedefim hastaneye götürmekti. Telefonumu istedi. ‘Anne, anne’ dedi. Telefonumu verdim, bir şeyler konuşuyordu.”
Kızın yaralı olduğunu belirterek, şöyle diyor:
“Sol elinde yara vardı ve eline bakarak, yabancı lisanda konuşuyordu. Yüzünde bir ölçü kan ve kızarıklık vardı.”
Yeşil Mahalle’de kızın aracın kapısını açtığını söylüyor. Atlayacağından kuşkulandığı için frene bastığını kaydediyor. Araç durunca kızın indiğini ve orta refüje koştuğunu savunuyor.
Dursun A:
“Kız atlayınca araçtan indim, kapıyı kapatarak yoluma devam ettim. Kızın hangi istikamete hakikat gittiğini görmedim.”
Daha sonra kızın araçtan indiği yere döndüğünü, “Hala burada mı diye denetim için yavaşladığını, fakat görmediğini kaydediyor. Bu sırada, yolun sağında bir erkeğin yürüdüğünü argüman ediyor.
Dursun A., “Araçtan atlamasına sebep olacak rastgele bir olay yaşanmadı. Kız aslında benim dediklerimi anlamıyordu.
Devamlı kendi kendine konuşuyordu” diyor.
Yol üzerinde özel bir hastane vardı.
Neden bayanı özel hastaneye bırakmamıştı?
Kız “Karabük hastane” dediği için Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürmek istediği sav ediyor.
Neden polise haber vermedi?
“Kızın başına bir şey gelir diye polise haber vermdim” diyor. Ertesinde C. isimli bir komiseri aradığını lakin komiserin telefonu açmadığını savunuyor. Komiserin sonraki gün döndüğünü, bu kere de eşi yanında olduğu için “Öylesine aradım” dediğini belirtiyor.
Tanık, Dursun A.yı yalanlıyor
Ancak şahit M.Y.’nin sözleri, Dursun A’yı yalanıyor. M.Y., o gece yolun sağ tarafında önünü kırmış vaziyette bir aracın durduğunu, art sol kapıdan bir bayanın inerek yola fırladığını ve depar atar vaziyette koştuğunu söylüyor.
M.Y., İbouanga’yı tanım ediyor.
“Zenciydi. Saçları örgülü, uzun uzunluklu, hafif kiloluydu” diyor.
Kızın indiği kapıdan bir erkeğin indiğini ve kıza baktığını belirtiyor
Üçüncü sefer bırakıldı
Karabük Sulh Ceza Hakimliği, 6 Nisan’da D.A.’yı yurt dışına çıkış yasağı koyarak, özgür bıraktı.
Tutuklama talebini reddetti.
Savcılık itiraz etti.
Karabük 3. Sulh Asliye Ceza Mahkemesi 6 Nisan’da yakalama çıkardı.
Gerekçeler şöyle:
“Ölenin korkarak kaçtığı sırada şüphelinin aracına bindiği, bu sırada yaralı olduğu, ayakkabılarının dahi bulunmadığı, rastgele bir sebep olmaksızın bir anda araçtan inerek kaçtığı, şüphelinin polise de haber vermediği, özel hastanenin önünden geçmesine karşın götürmediği, kaldı ki ölenin Türkçe bilmemesi ve hastanenin önünden geçmelerine karşın devlet hastanesine gitmek istediğini söylemesinin hayatın olağan akışına alışılmamış olduğu…”
Dursun A üçüncü defa gözaltına alındı ve mahkemece bırakıldı.
Bu kez“Durumu bildirmek için polisi aramış olması, kaçma, saklanma, kanıtları karartma kuşkusunun bulunmaması” nedeniyle salıverildi.
Gabon Cumhuriyeti’nin avukatı Kerim Bahadır Şeker, Dursun A.’nın üç kere bırakılmasının hukuk tarihinde kara leke olduğunu tabir ediyor.
Ancak bu konuşmadan sonra Dursun A. dördüncü sefer gözaltına alındı.
Gecenin sürpriz tanığı
Diğer taraftan, İbouanga’nın kaldığı apartmanın sakinlerinden G.A.O., dışarıdan bağrışma seslerinin geldiğini, birisinin tekme ve tokatlarla kapıya vurduğunu ve ağlama seslerinin duyulduğunu kaydediyor. Balkondan “Polisi arayacağım” diye bağırınca seslerin kesilip tekrar yükseldiğini söz ediyor.
G.A.O., “Kız kapıyı açmaya çalıştıkça arttan birileri tutup açmasını engelliyordu. Ben tekrar ‘Polisi çağırırım’ diye bağırınca çıkmasına müsaade verdiler. Kıza yardım için bağırdım, beni dinlemedi ya da anlamadı.”
G.A.O. polisle konuştuğu sırada, kızın apartmandan Karanfil Apartmanı’na atlarken düştüğünü, bir diğerine atlarken pantolonun takıldığını anlatıyor.
Kızın caddede koştuğunu, bu sırada iki erkeğin etrafı denetim ettiğini ve daha sonra 4-5 kişi olduklarını belirtiyor. Bu şahısların birbirlerine kızın gitmiş olabileceğini söylediklerini kaydediyor.
Fuhuş çetesi mi?
Bu ortada, Gabonlu erkek şüphelilerden J.A.N.’nin siyah kızları pazarladığı argüman ediliyor. J.A.N. suçlamayı reddederek, “İbouanga’yı yahut öbür bir kızı Türkle yahut öbür uyruktan şahısla tanıştırmak için aracılık etmedim” diyor.
İbouanga’nın apartmanın beşinci katında oturan ‘Emnauel’ isimli bayanla daima görüştüğü kaydediliyor.
“Acaba” diyorum…
İbouanga, Dursun A.’ya “Abla dövdü” derken, Emanuel’i mi kastediyordu?
İbouanga’nın gece konuttan çıkmasını engellemeye çalışan erkeklerle Emanuel’in ilişkisi olabilir mi?Karabük’te Afrikalı kızları erkeklere pazarlayan fuhuş çetesi mi var?
